ROTAMIZ
Marmaris-Ayvalık (Türkiye Ege) (31.07.2011)
Gezimizin Marmaris-Ayvalık bölümü ilgili bazı notlar:
Petunia nın Pupa Yelken Akdeniz (Türkiye) Ege Kıyıları gezisi 31.07.2011 Pazar günü Marmaris ten başlayıp 22.08.2011 Pazartesi Ayvalık da sona erdi.
Oradan Midilli ye geçip “Pupa Yelken Akdeniz” Yunan Adaları-2 gezisine devam ettik.
Gezimizin Marmaris-Ayvalık bölümü ilgili bazı notlar:
1- Marmaris-Ayvalık arası 570 DM yol yapıp, bir ikisi dışında hemen hemen tüm koy ve limanları dolaştık. Ahmetlerin zamanının sınırlı, Yunan Adalarını da gezme düşüncemiz olduğundan Ayvalık dolaylarında seyir ve Edremit körfezine girme isteğimizi erteledik.
2- Özellikle koyların, limanların girişinde ya da çıkışında, geniş açıdan veya uzaktan çekilerek durum bilgisi vermek anlamında konulmuş fotoğraflar pek keyif vermeyebilir. Ama dediğim gibi oraları gezmek isteyenler için yararlı olabilir.
3- Uğradığımız, girdiğimiz her koy ve limanın 360 derecelerini çekmeye çalıştım.
4- Güllük Körfezinde balık çiftlikleri, nehirlerin denize ulaştığı yerlerde akarsuyun getirdiği toprakla kıyılarda oluşmuş olan sığlıklar ve özellikle İzmir dolaylarında kıyılardaki kum bankları dikkatimizi çekti
5- Ege kıyılarımızda daha az tekne olduğunu gördük. Demir yerleri kalabalık değildi. Koyların demirleme olanaklarına pek değinmedim. Ben demirlediysem, siz haydi haydi demirlersiniz.
6- Şimdiye kadar yaptığımız gibi, hiç harita açmadık. Gezi kitapları ve chartplotter yeterli oldu.
7- Hava sıklıkla yelken yapmaya uygundu, yaptık da. Ancak her zamanki çok yer görme, bir yerlere yetişme çabası motor kullanma saatini artırdı.
8- Ege nin ne kadar güzel olduğunu bir kez daha gördük.
“Kalbim Ege de Kaldı”. Boşuna sevmiyorum ben bu şarkıyı.
Marmaris-Ayvalık gezisi
31.07.2011 Pazar
Marmariste Ahmetlerde kaldığımız birkaç gün boyunca Petunia nın eksiklerini ve yolculuk gereksinimlerini aldıktan sonra Pazar günü Marmaris Yacht Marina dan palamarları çözdük Adaboğazına doğru, orada biz bekleyen Hakkı korsanla buluşmak için yola koyulduk.
Cennet Adasına gelmeden aklımıza teknenin tüm belgelerini transitlogu, personel listesini değiştirmesi için Ayhan Hoca ya verdiğimiz geldi. Biz hazırlıkları yaparken unutmuşuz belgeleri almayı. Aradık patronu “Netsel Marina yakıt pompasına bırakıyorum, uğrar alırsınız” dedi. “Eyvallah” . Gittik aborda olup aldık belgeleri. Girmemizle çıkmamız bir oldu. Ayhan Hoca ya Yunan Adalarından bir şeyler . getirmek artık farzdır. Bu arada limandaki bir “cruis”den öpücüğümüzü aldık.
Kadırga, Gebekse, Arapadası derken burunu döndük Bozburun a doğru yol aldık. Adaboğazı na geldik. Kızılada ile Kiseli Ada arasındaki geçişteki koya Hakkı korsanımın da yardımlarıyla demir atıp karaya çıma tuttuk.
Yüzme, serinleme faslından sonra akşam yemeğine Petunia da toplanmaya karar verdik. Yemek sonrası sohbet ve uyku saati.
01.08.2011 Pazartesi
Ertesi gün kahvaltı sonrası demir alıp Bozburun Limanı Batısındaki koya gittik. Ateş korsan bizi koyda karşıladı. İki tekne demir atıp Nerissa da toplandık.
Daha önce telefonla birkaç kez görüştüğüm Ateş le ilk kez bir araya geldik. Çay eşliğindeki sohbet sonrası Ateşle vedalaşıp Söğüt e geçtik. Barış Beyhan(Hummingbird) korsanın burada bir evi, denizde de bir tonozu var. Telefonla defalarca konuşmamıza karşın yüz yüze tanışamadık.Git oraya bağlan demişti. Onun sarı şamandırasını ve koyu görmek için gitmiştim Söğüt e.
Koyu turlayıp Dirsekbükü ne dümeni kırdık. Nerissa direkt koya gitti, orada buluşacağız. Biz yelkenleri fora ettik orsa-dar apaz karışık “full arma” Sömbeki Körfezine daldık. Söğüt çıkışı rüzgar 23 knot a çıkınca yelkenleri küçültmeyi düşünürken iskelemizde bir yelkenli de aynı rotada yelkenleri tam açık gitmeye devam ediyor görünce bizde devam kararı aldık bir çeşit yarış oldu. Bir süre böyle seyir yapıp keyif yaptık, yaptık da farkettim ki bizim genova sarma sisteminin halatı nasıl olmuşsa çıkmış tamburundan 2 tur dolanmış ön ıstıralyaya. Gittik başa, halatı yerine dolamayı denedim. Önce olmadı. Havuzluğa dönüp soluklanıp bir daha gittim. Birkaç kez dalgalar, 2-3 kez de genova üzerimden aştı. Sonunda nasıl olduysa oldu. Düzelttik(Datça da sebebini bulup bir daha olmamasını sağladım. Anlatacağım).
Bir süre daha Aynı rotada devam edip, Atabol Kayalıklarını da ayak altından çıkaracak duruma geldiğimizde tramola atıp Dirsekbüküne dümen kırdık. Yelkenleri sarıp koya girdik. Doğru Güney kıyısına gidip Hakkı korsanların yanına demir atıp karaya çıma tuttuk. Hakkı korsanım sağ olsun çok yardımcı oluyor iki gündür.
02.08.2011 Salı
Kahvaltıdan sonra Selimiye ye gidip Muhtarlığın iskelesine kıçtan kara olduk. Sancağımızdaki tekneden Taner çıktı ” Abi hoş geldin” dedi. Taner le geçen sezon Orhaniye Martı Marina da tanışmıştık. Rüzgarlı bir havada bağlanırken Taner de yeni almış olduğu teknesini kollamak için alesta bekliyordu. Tanıştık. O zamanda sancağımızdaydı !) Taneri gazeteci Yılmaz Özdil e benzetiyor herkes. Biz de öyle sanmıştık.
Öğle yemeği ve şekerleme !) Sardunya da. Nerissa ekibi daha sonra gelmiş ve Gümüş e bağlanmış. Akşama onlarla buluşup rıhtımdaki kahvede lafladık.
03.08.2011 Çarşamba
Sabah kalktık Orhaniye ye gidip Kale(Baybasos) Adasının Kuzeybatısı ile anakara arasında demir attık. Bir Yunanlı tekneyle komşuluk yaptık. Akşam üzeri korsaniçeyle biraz şişme bot kullanma üzerine çalışmamız oldu. Yavaş yavaş kürek çekme, bot motorunu çalıştırma-kullanma deneyimi kazansın istiyoruz.
04.08.2011 Perşembe
Kahvaltı sonrası, önce Bencik turu sonra Gönlüçek, Çiftlik Limanı, Kuruca Bükü ve Değirmenbükünü dolaşıp Datça Limanına kıçtan kara olduk. Bu limana ilk geldiğimizde buraya bağlanırken canımız çıkmıştı. Ustalıkdan !) olduğunu anlamışsınızdır.
Datça da bağlandıktan sonra genova sarma sisteminin şemasını çıkarıp baktım. Altta bir yerlerde bir kilit mekanizması var. O işlev görmeyince halat yuvadan çıkıyormuş. Ön ıstıralya ya sarılma nedeni buymuş. Kilit mekanizmasının yerinden çıkıp iş görmemesinin nedeni de bizim 360 derece çekmek için pulpitteki küçük ahşap oturağa çıkmamız ve ordaki ahşapın çaktırmadan sarma sisteminin alt korumasına bastırarak kilidin yerinden çıkmasına neden olması. Ahşabı biraz törpüleyeceğiz de kıyamadım, bir daha çıkmadık üstüne tabi !)
05.08.2011 Cuma
Datça dan palamarları çözüp Kalaboşi ve Palamutbükü yaptıktan sonra gidip Knidos a demir atıp lokantanın iskelesine yanaştık. Palamarcı çocuk illa bizi “T” iskelenin Kuzeydoğu ucunun sonuna bağlamak istiyor, peki dedik bağlandık. Birazdan genç bir çift geldi, İsviçreliler, araya girip sancağımıza bağlandılar, 3 çocukları var !) Bu İsviçreliler mi çocuğu çok seviyor yoksa bize mi denk geliyor bilmiyorum. Geçen sene Bozukkale de Mustafa nın yerinde de bir çift vardı genç ama 2 kızları var. Kendi tekneleriyle çıkmış gelmişlerdi.
Kenarda olmayı istemememin nedeni: Burada tekneler sık demir tarar diye bildiğimden. Şöyle aralarda kalırsak gece rahat uyurduk diye düşünüyordum. Korktuğum başıma geldi gece yarısı bir tekne geldi. İki kişiler. Attılar demiri alargada kaldılar. Hemen yanı başımızda. Yer yok.
Gece demir taradı. Işık tutuyorum, alo diyorum ses yok. Kaptan havuzluğa atmış mitili horluyor. Neden sonra kalktı da şöyle bir turladıktan sonra biraz ileriye demir attı. Adam yorgun, daha demir dibe inmeden yattı uyudu !) Adam uyuyor biz teknesini kolluyoruz. Birazdan bizimki aldı başını “Bir fincan toz şeker istemeye” geldi. Yine seslendik falan zorla kalktı adamcağız. Baktı olacak gibi değil arkadaşını uyandırdı kalkıp gittiler. Ben de şöyle bir uzandım artıkın !
06.08.2011 Cumartesi
Ertesi sabah İsviçrelilerin pruvasına ileride bir tekne demir atmış, Kos a gidip teslim edecekler tekneyi, çıkamıyorlar. Benim botu al git kapılarına dayan dedim. “Gerçekten mi ?” deyip aldı gitti uyandırdı kaptanı, yolundan çekilince bizimkiler topladılar demiri bin bir teşekkür edip gittiler. Yolları açık olsun.
Saat 10:00 gibi kahvaltı sonrası baktık Windguru 20 knot gösteriyor. Olsun şurdan şurası, gideriz deyip, çıkıp Bitez e rota tuttuk. Rahat bir seyirle Kos un Kuzeydoğusuna kadar geldik. Oradan Bitez e girene kadar biraz çalkalandık. Rüzgar 30 knot ı yokladı.
Bitez de Cüneyt korsanım çekmiş GeKo bayrağını Karabiber e bizi bekliyor. Demir attık, çıktı geldi yanımıza tanıştık. “Hadi Karabiber e yemeğe davetlisiniz” dedi. “Petunia da kalalım demir tarar sıkıntı olur” dedik aldı geldi yemekleri Petunia ya sağolsun. Güzel makarna yapmış. Tekrarını isteriz Cüneyt sesimizi duy !) Birazdan demir taradı bizim kız. Attık, attık, attttııık tutmuyor. Korsaniçe takılmadan edemedi: Korsanlar duymasın bir demir tutturamadınız !
Cüneyt hırs yaptı “Yahu27 kgUltra nasıl tutmaz” diye. Ben rahatım, nasıl olsa acemiyim !)
Neyse sonunda “taş” gibi bir demir atıldı. Yemek sonrası Cüneyt korsan bizi Karabiber de ağırladı, sonra vedalaşıp Ahmet in deyimiyle “İyi insanların yatma vakti” deyip gereğini yaptık. Gece rüzgar devam etti.
07.08.2011 Pazar
Sabah demir alıp Bağlar Koyu, Kargı Bükü, Aspat, Akyarları şöyle bir “tavaf” ettikten sonra Gümüşlük içinde dolanıp çıktık ve Yalıkavak taki Piresun(Küdür) koyunda demir atıp yüzme ve yemek molası verdik.
Oradan Kuzeye çıkıp Gemi Taşı ile anakara arasından seyirle Gündoğan balıkçı barınağına gidip kıçtan kara olduk. Alpaslan kardeşimiz burada bize bir yer ayarlamış. Akşam sahildeki balıkçıdaydık.
08.08.2011 Pazartesi
Sabah kahvaltıyı Alpaslan ın yazlığında yaptıktan sonra plaja gidip yüzme, yemek ve dondurma etkinliği !) yaptık. Gece teknemizdeydik.
09.08.2011 Salı
Kahvaltı sonrası Gündoğan balıkçı barınağından palamarları çözüp, Alpaslan eşi İnci ve kızları Ayça(Kadrolu Petunia Miço su)- İzola dan beraber getirmiştik Petunia yı Alpaslan larla Miço o zamandan beri kadrolumuzdur !)- ya veda edip Hebil Koyu, Göl-Türkbükü nü dolaşıp Ilıca(Çomça-Cennet)Koyuna demir atıp yüzme molası verdik.
|
||
Demir alıp İnce Burun ile Kırmızı Ada arasından geçip Varvil Koyuna uğradık. İlginç bir yer. Fazla tekne yok, içerilerde bir yelkenli demir atmış. Kıyıda güzel siteler var.
Güllüğe de uğradıktan sonra. Kuyukışlacık(Asin) Limanına gittik. Girişte dikkat etmek gerek. Çok zor değil ama. Koyun içine girip rıhtıma yöneldik. Bu sırada iskelemizde kalan tepelerden bir tüfek sesi duyduk. Rıhtıma bağlandıktan biraz sonra bir astsubay geldi “Silah sesi duydunuz mu ? ” diye sordu. “Siz mi ateş ettiniz ?” demek istiyor aslında. Duyduk ve “Bizi top atışı ile karşılıyorlar arkadaşlar “ diye şakalaştığımızı söyledik. Gittiler. Bir süre sonra elektrik-su bağlama işini de hallettik sonra biraz ilerideki pizzacıda bir şeyler atıştırdık, şaşılacak derecede nefistiler !)
10.08.2011 Çarşamba
Sabah Kuyukışlacık tan ayrılıp Gök Limana uğradıktan sonra, Kazıklı İskelesi (Burada bir lokanta var. İskelesine bağlanabilirsiniz. Biz alargada kalıp yüzme ve yemek molası verdik), Cennet Koyu (Güzel bir koy, girişinde bir midye çiftliği var) na uğradıktan sonra tüp gaz almak için Akbük Limanı na gidip bağlandık.
Daha sonra, nedense yolculuğun başında planlama yaparken, bana hep ilginç gelen ve gidip görme isteği uyandıran Talianaki (Dalyan) ye uğradık. Koy ilginç, çevresi düzlük. 3-4 metrederinlikte demir atıp gecelemeyi düşündük. Ancak gece hava azıtacak gibiydi. Bunun üzerine Altınkum a gidip demir attık : Yüzme molası
Sonra demir alıp Didim D-Marine gidip bağlandık. Üç gün boyunca 25 knot dolayında esti rüzgar.
11.08.2011 Perşembe, 12.08.2011 Cuma
Peşembe ve Cuma günü de Didim D-Marine de kaldık. Minibüsle Didim e gidip, Apollon Tapınağı ören yerini gezdik.
13.08.2011 Cumartesi
Sabah kahvaltıdan sonra marina içindeki rüzgar sesi dışarıda havanın kötü olduğu duygusu uyandırıyorken aramızda “Marinada özel efekt yapılıyor galiba dışarı çıkılmasın diye, dışarısı güllük gülistanlık olmasın?” diye şakalaşırken marinaya yeni girmiş bir tekne sahibine sorduk: Dışarısı nasıl? El cevap: Burada göründüğünden daha iyi! !)
Ön büroya gittik “3 Gün kalana bir gün bedava” söylemelerine kanmayıp !) hesabı kapatıp palamarları çözdük. Dışarısı 20 knot. Açtık yelkenleri. Büyükturnalı Koyuna şöyle bir baktıkan sonra Tekağaç Burnunu döndük. Kovala Koyunu uzaktan “temaşa” ettikten sonra, Büyük Menderes in bulandırdığı suları sancağımızda bırakarak seyir yapıp Tavşan Adasının Batısından dolanıp Dilek Boğazına girdik. Daha önceden yelkenleri indirdik, boğazda sıkıntı yaşamayalım diye.
Bülent korsanımla (Ayandon) daha önceden haberleşmiştik, bizi Posidonion(Molla İbrahim) koyunda bekliyorlar. Lokantanın iskelesine bağlanmışlar. Oraları sığ olduğu için Petunia yı alargada bırakıp botla çıktık lokantaya. Sohbet faslından sonra onlar Yunanistan a giriş yapacağı için bizde karanlığa kalmadan Setur Kuşadası Marina ya gitmek istediğimizden vedalaşıp ayrıldık. Açtık yine yelkenleri püfür püfür gidiyoruz.
Karaağaç Bankına yaklaşırken yelkenleri mayna ettik. Kuşadasına Güneyden gelirken bu banka ve Petroma Kayasına dikkat etmeli diye uyarılar var gezi kitaplarında. Söz dinler cinsinden olduğumuzdan ettik tabi.
Gece çevreyi dolaştık, bir lokantada yemeğimiz yedikten sonra Petunia ya döndük. Tumba yatak.
14.08.2011 Pazar
Sabah palamarları alıp yola koyulduk. Çam Limanı(Özdere) ye bir göz atıp Gümüldür e bakındık. Sıcaksu Koyu ve Körmen Adasını geçip Sığacık Körfezine girdik.
Teos Marinaya rota tutup gidip bağlandık. Ön bürodan Derya korsanı(Kılçık) aradık İzmir yolunda olduğunu söyledi. Buluşamadık. Hoş, oradaki tüm korsanlarla da görüşemedik ya.
Akşam diş hekimi arkadaşlarımız Hüseyin ve Zühre (Karadan yaptıkları gezi nedeniyle Seferihisar daydılar. Zührey le korsaniçem diş hekimliği fakültesinden arkadaşlar) tekneye uğradılar. O bölgede belgesel çeken Ahmetlerin oğlu Berkay da bize katıldı. Akşam yemeğini teknede hep beraber yaptık. Sonra çevre gezisi ve tekneye dönüş geç saate kadar sohbet.
15.08.2011 Pazartesi
Sabah marina yakınında bir yerde kahvaltı yapıp misafirlerle vedalaştıktan sonra Azmak Limanı, Jakson Koyu, Demirci Limanını ziyaret ettik. Sonra Papaz Boğazında demir atıp yüzme molası verdik.
Sonra Ilıca Boğazını dolaşıp Düverlik (Merdivenli) Koyu ziyaret ettik. Bu merdivenli koya girerken ekibe “Bu koyda dikkatinizi çeken bir şeyler var mı?” diye meraklandırıcı bir soru sordum. Öyle böyle derken kızımız Duygu antik çağdan kalan ve o zamanlar denize inmek için kullanılan 3 ayrı yerdeki merdivenleri gösterdi.
Koydan çıkıp motor gücüyle seyir yapmaya devam ettik. Gökliman (Kokar) a girdik. Koyun içlerine doğru demir atıp kıyıya çıma tuttuk. Güzel bir koy. Koyun sonlarında karada, ilerilerde Kıran Dağı tüm heybetiyle yükseliyor.
Yüzme ve yemek molası, fotoğraf çekimlerinden sonra demir alıp ayrıldık koydan. Kırkdilim Limanı nı dolaşıp Sarpdere Limanına uğradık hemen girişte sancakta Nergis Limanı var. Sarpdere sonlarına doğru sahilde Kadınlar Plajı var . Etrafı perdelenmiş olduğu için içerideki(varsa) bayanları göremeden koydan ayrıldık.
Yelkenleri hisa edip Mersinliye girmeden Çırakan Adasını sancağımızda bırakıp Alaçatı açıklarından geçip gittik. Akburuna yaklaşırken hava karardığı, benim de gece yelken yapma deneyimim olmadığı için yelkenleri indirdik. Geç saate Çeşme Marina ya girdik bizi bir yere aborda ettiler. Ben yorgunluk nedeniyle erken yattım. Ekip marina çevresini gezip gelmiş, ben duymadım geldiklerini.
16.08.2011 Salı
Sabah fakülteden sınıf arkadaşımız Dr.İsmail geldi (Uzun süredir buralarda. Gümüşlükte yazlığı var. Bir de yerli motoryatı var, orada bağlı) İsmaili de alıp Ilıcaya gitmek üzere marinadan ayrıldık.
Yolda yelkenleri açtık İsmail “Yelkenli nasıl bir şey arkadaş, ver şu dümeni bakalım” deyip geçti dümenin başına. Rüzgarı sancak kontradan alarak Kuzeybatı yönünde orsa seyirde Kiosa doğru püfür püfür gidiyoruz. Bu arada bildiğimiz kadarıyla rüzgarı, yelkenleri, seyir tiplerini anlatıyoruz.
Akşama İsmail eşi ve kızı bize katıldılar. İsmail alışveriş ! yapmış gelmiş. Ahmet le ben İsmail e çok kızdık(Look at the Alttaki foto) Akşam yemeği Petuina da.
17.08.2011 Çarşamba
Sabah, çalışmayan sancak pruva ampulunun yenisini Altınyunus Marina dan alıp geldi İsmail. Taktık. Veda edip ayrıldık dostumuzdan. Eşi ve kızı gece dönmüştüler İzmir e.
Kalaytaş Burnunu dönüp Paşa Koyunu dolaştık. Oradan Şifne koyuna gidip demir attık. Sığ bir yer 3-4 metrederinlikler var.
Yüzme molasından sonra demir alıp Mustafa Çelebi Adası nı sancağımızda bırakıp Yassıadanın hemen Batı kıyılarından seyredip bu adanın Kuzey ucu ile Karabağ Adasının Güney ucu arasındaki geçidin ortalarına gelince Ildır a yol verdik. İlk iki ada ile kara arası sığ o nedenle bu rotayı yeğledik. Güzel bir yer Ildır, biz beğendik.
Yukarı doğru çıkmaya devam edip Karabağ Adası ile hemen onun Doğusundaki küçük ada arasındaki uzaklığı ortalayarak geçebiliyorsunuz. Macera olsun diye denedik. Yolumuz üzerinde bir balık çiftliği vardı balıklar “derdest” ediliyordular.
Sonra gidip Çipura Koyunu dolaştık. Çolak Burnuna dolanıp Eğri Limana gittik. Girişte sancaktaki ilk koycuğa demir atıp yüzme ve yemek molası verdik.
Sonra demir alıp, geceye kalmadan Yeni Liman veya Karaburun Limanına girmek düşüncesiyle, yola koyulduk.
Eğri Limandan Kuzeye çıkarken, Küçükbahçe den sonra kıyıdan500 metrekadar uzaklara yayılan kayalıklar var. Dikkat etmeli. Bir balıkçı sağ olsun çok uzaklardan bizi uyarmak için el kol hareketleri yapmaktan “helak” oldu. “Sağ olasın birader” biliyoruz gibisinden el kol işaretleriyle biz de bildiğimizi anlatmaya çalıştık ama baktık olmuyor, adama dert oldu, iyice açıklardan dolandık ve Yeni Liman önlerine geldik. Girişteki mendirek üzerinde birileri var seslendik “İçeride yer bulup kalabilir miyiz” diye. “Girersiniz ama çıkamazsınız” dediler. Zaten açıktan koştura koştura iki balıkçı motoru geliyor. İçerisi de dolu görünüyor. Dedikleri gibi gidip aborda olsak, gelenler de bizim üzerimize aborda olacaklar çıkmak istediğimizde iş güçleşecek. Girmeyip oradan Karaburun Limanına yöneldik.
Havada kararıyor. Orayı da beğenmedik yola devam edip saat 22:00 gibi Kavurlukoz(Saipaltı)Barınağı önlerine geldik. Karanlıklar içinde sağımızdan solumuzdan balıkçılar, cılız fenerlerini yakmış, tır tır geçip duruyorlar. E artık chartplotter a güvenip liman ağzına kadar geldik. Giriş allengirli hiçbir şey görünmüyor. Dalgalar kıyıya vuruyor, yansıyor. Çamaşır kazanı olmuş. Neyse dikkatlice içeri girdik doğru karşıya, rıhtıma aborda olmuş balıkçı motorunun pruvasındaki boş yere yanaştık. Balıkçılar palamarı aldılar kıçtan kara olduk. Biraz sohbet ettik. Sonradan dört balıkçı motoru daha geldi birbirlerine aborda oldular. Çok becerikli adamlar maket tekneler gibi oynuyorlar, ileri geri, at tut, bağla diyerekten işi bitiriyorlar. Bu satırları yazarken gerçekten gülümsemeden edemiyorum !) Bu arada Petunia da demir zinciri geriliyor, gevşiyor ne gam dip balçık çok iyi demir tutuyor.
İskelemizde bir ahşap yelkenli var, araba ile gençler geldiler. Bir hareketlilik yaşandı. Kıyıya koltuk aldılar sağa sola baktılar. Tanıştık delikanlıyla adı Burak mış, “Gece hava var abi , tekneye göz kulak olur musunuz” deyip cep numarasını bıraktı. “OK.”
18.08.2011 Perşembe
Saipaltında hiçbir şey yok. Ahmetler sabah kalkıp çevre yürüyüşü yapmışlar. Geldiler, palamarları çözüp yola koyulduk. Kaynarpınar barınağı önüne gittik, şöyle bir kolaçan edip yola devam ettik Mordoğan Yat Limanına doğru.
Mordoğan Yat Limanı boş, bir şeyler yapılmış ama yetersiz görünüyor. 360 derecemizi çektikten sonra Kum Burnunu dönüp Gerence Koyuna ve sonrasında Balıklıova ya geçtik. Rüzgar 20 knot a doğru gidiyor. Biran önce Akkum(Özbek) Limanına gidip bağlanma olanaklarını değerlendirmek istediğimizden daha önceden planladığımız halde Gülbahçeye uğramadık.
Özbek Limanı yolculuğun başından beri merak ettiğim bir yerdi benim için. Ancak iki kez girip çıktık yer bulamadık. Bir ara ortaya demir atıp kalalım diye düşündük. Sonra vazgeçip dışarı çıktık Güney mendireği altında demir atıp yemek molası verdik. Bu arada rüzgarın ateşi sönmeye başladı.
Yemek sonrası Kuzeye yöneldik . Kıyıdan açıkta gitmek gerekiyor. Çamur birikmesi var.
Urla ya giderken yolumuz üzerindeki Çeşmealtı İskelesine uğradık. Yer yok tabi. Birisi oradan “Kuzeydeki koyda(Yolluca Adası Güneyinde kalan koy) kalabilirsiniz” dedi. Orada kalmaktan çok Urla da şansımızı bir deneyelim istedik. Gittik Urla İskelesine girdik. Kuzeydeki mendireğin altında yeni yapılan rıhtımda boş bir yer var oradaki tekneden el ettiler gidip tonoz alıp kıçtan kara olduk.
Ahmetler annelerine uğramak için İzmir e gittiler. Korsaniçem Belgin ve kızımız duygu çevre gezisine çıktılar. Ben teknede kalıp buradan sonra gidilecek olan yerleri gözden geçirdim. Bir süre sonra bizimkiler geldiler bir “Aaaaaa ne olmuş!!!” duydum çıktım dışarı baktım Petunia kızamık dökmüş gibi olmuş gri benekçikler her yanı kaplamış. Rıhtımın kuzey kenarına beton perde duvar dökmeye başlamışlar. Beton döküldükçe rüzgarla savrulanlar teknelerin üzerine gelmiş. Adamlara söylendik biraz, sonra da oturduk temizlemeye başladık. İsmail limandaki balıkçı lokantasında akşam yemeği için yer ayırtmış, eşi ve kızı ile geldiler. Durumu görünce geldi temizliğe yardım etti. Neyse sonunda iş bitti elimizi yüzümüzü yıkadık akşam yemeğine geçtik. İş bitti diyorum ama ana direkte, sağda solda kalan benekçikleri Yunan Adalarında temizlemeye devam ettik !)
19.08.2011 Cuma
Sabah kahvaltı sonrası Urla ya geçtik dolaştık, alışveriş yaptık. Öğle yemeğini Beğendik Abi adlı lokantada yedik. Güzel bir yer deneyebilirsiniz.
Petunia ya döndük Ahmetler de İzmir den dönüp geldiler. Yarın sabah nerelere gideceğimizi konuşup yattık uyuduk.
20.08.2011 Cumartesi
Sabah Güzelbahçe barınakları ve Levent Marinaya uğramaktan vazgeçip doğrudan Foça ya gitmeye karar verdik. Urla İskelesinden ayrıldık.Yelkenleri fora ettik. Yukarıya Foça ya kadar Kuzeye yükseldik.
Foça da Büyük Deniz Limanına girdik bağlanacak bir yer ararken bir yelkenli çıktı Kuzeydoğudaki rıhtımdan gittik demir attık kıçtan kara olduk onun çıktığı yere. Kısa süreli kalacağız zaten. Ekip çevreyi dolaşıp kısa bir alışveriş turu yaptı. Ahmet ve ben teknede kaldık. Demir biraz nane molla.
Bizimkiler gelince demir alıp Yeni Foça ya Hakkı korsanımın yazlığına geçtik. Yol üzerindeki Çanak Koyuna rüzgar ve bastıran karanlık nedeniyle uğrayamadık. Koya girerken her iki uçtaki sığlıklar nedeniyle girişi ortalamak gerekiyor. Hakkı korsan bizi karşıladı ve demirlememizde yardımcı oldu. Botla karaya çıkıp güzel bir akşam yemeği yedik. Herşey nefisti ) Hakkı korsanım ve korsaniçesine teşekkürler !)
Gece yarısı vedalaşıp teknemize döndük.
21.08.2011 Pazar
Sabah Yeni Foça barınağını tavaf edip Çandarlı Körfezine girmeden direkt Kuzeye yöneldik. Bademli ye gidiyoruz.
Yolumuz üzerindeki Mardaliç Adasının Batısındaki koylardan Kuzeyde olanında demirledik. Burası diğerine göre daha küçük ama özel koyumuz gibi oldu. Yüzme molası.
Sonra Denizköy açıklarından Bademliye yol verdik. 18.08.2010 Tarihinde Bademliye ilk gelişimizde girişi Kuzey Geçidinden yapmıştım. Ertesi gün Kara ile Kalem Adası arasındaki Güney Geçidinden çıkış yapmayı gözüm kesmemişti (Rod Heikell en sığ yerini2 mgöstermiş ). Bu kez Güney Geçidinden girdim uygun rotada10 mderinlik vardı. Sorunsuz geçtim.
Büyük ölçüde sualtında kalmış olan eski mendirekler arasından içeriye nasıl girilmesi gerektiğini Sadun Boro kitabında yazmış. Yazdığı yöntem ve görererek dikkatlice girdik. Derinlik2 m iken ağır ağır yol alarak (Sadun üstadın dediği “Kuma dokunsanız bile tornistan yaparak kurtulabilirsiniz çekinmeyin” sözünden de yüreklenerek(Biraz da “Ne olacak bakalım? deneyim kazanırız, sağımız solumuz tekne yardım alabiliriz” düşüncesiyle). Girdiğimiz yeri beğenmedik. Yüzsen yüzülmez , kalsan dibe oturduk oturacağız kaygısı rahat bırakmaz diyerek ağır ağır yol alarak dışarı yöneldik. Bu arada
360 derecemizi de çekelim derken yönelme bozukluğu gösterdim “Yolu” şaşırdık ve kuma oturduk. Tornistan falan derken iş uzadı. Ahmet iskandil ediyor arkada: Tamam Zafer2 metreoldu burası, devam !
Bu sırada yardıma gelen dostlar (Chester kaptanı GeKo Mehmet ve Hazar1 teknesinin kaptanı Boray Uras ın 17 yaşındaki oğlu genç kaptanı Osman Uras) botla burundan biraz iterek ön pervaneye destek oldular derin sulara ulaştıktan sonra da “Çıkış” ı gösterdiler.
Asistanlık yıllarımızda arkadaşlarla şöyle konuşurduk.” Başımıza illa bir şey gelecekse, bir uzman gözetimindeyken gelsin hem hastalar zarar görmesin hem de bizler nasıl yapılacağını yaşamış-görmüş-öğrenmiş olalım” Issız bir koyda böyle bir denemeyi yapmam. Her ne kadar GeKo lar yardıma gelir olsalar da Sonra medirek dışındaki koyda8 mderinlik40 mkalomayla alargada kaldık . 4 tekne var. Gece boyunca 30 knot lar dolayında rüzgarla uyuduk!
22.08.2011 Pazartesi
Kahvaltıdan sonra Dikili Barınağına uğradık. Körfezde Dikili plaj açığında yüzme molası verdik. Demir alıp yelkenleri açtık. Çıplak Adaya kadar yelken yaptık. Sonra yelkenleri maya edip motoru çalıştırdık ve adanın Doğusundan geçerek Dalyan Boğazına girdik. Gidip Setur Ayvalık Marina ya bağlandık. Ahmetler Duyguyu Altınova ya arkadaşlarını yanına bıraktıktan sonra Altınoluktaki babasını görmeye gittiler.
23.08.2011 Salı
Araba kiralanarak Cunda Adası gezildi. Pateriça ya gidildi.
Rahmetli babası bir köy enistitüsü öğretmeni olan Nesibe sultanın çocukluğu, babasının görevi nedeniyle burada, Cunda da geçmiş. O nedenle anıları bol.
Akşam yemeğinden sonra marinaya döndük. Yarın, 24.08.2011 Çarşamba günü, sabah çıkış işlemlerini yapıp kısmetse Midilli ye geçeceğiz. “Pupa Yelken Akdeniz” in Yunan Adaları bölümünü gezmeye başlayacağız. Gezi anılarını yazana kadar şimdilik hoşcakalın sağlıcakla kalın.
0: Şöyle bir önünden geçilen
1: Uğranılan yerler
Liman-Koy | Tarih | Gün | |||||
Marmaris Yacht Marine | 1 | 1 | Gün | 31.07.11 | Pazar | ||
Söğüt | 1 | 1 | Gün | 31.07.11 | Pazar | ||
Bozburun(Yeşilova) | 1 | 1 | Gece | 1 | Gün | 31.07.11 | Pazar |
Dirsek bükü(Ağıl-gerence Koyu) | 1 | 1 | Gece | 2 | Gün | 01.08.11 | Pazartesi |
Selimiye | 1 | 1 | Gece | 3 | Gün | 02.08.11 | Salı |
Keçi Bükü(Orhaniye,Kiervasili) | 1 | 1 | Gece | 4 | Gün | 03.08.11 | Çarşamba |
Bencik | 1 | 5 | Gün | 04.08.11 | Perşembe | ||
Gönlüçek Bükü | 1 | 5 | Gün | 04.08.11 | Perşembe | ||
Çiftlik Limanı ve Kuruca Bükü | 1 | 5 | Gün | 04.08.11 | Perşembe | ||
Değirmen Bükü | 1 | 5 | Gün | 04.08.11 | Perşembe | ||
Datça | 1 | 1 | Gece | 5 | Gün | 04.08.11 | Perşembe |
Kargı Koyu(Miliontes Bay) | 0 | 6 | Gün | 05.08.11 | Cuma | ||
Parmak Bükü(Domuz) | 0 | 6 | Gün | 05.08.11 | Cuma | ||
Hayıtbükü | 0 | 6 | Gün | 05.08.11 | Cuma | ||
Kalaboşi(Mesudiye,Ova Bükü) | 1 | 6 | Gün | 05.08.11 | Cuma | ||
Palamut Bükü | 1 | 6 | Gün | 05.08.11 | Cuma | ||
Knidos(Büyük liman) | 1 | 1 | Gece | 6 | Gün | 05.08.11 | Cuma |
Bitez | 1 | 1 | Gece | 7 | Gün | 06.08.11 | Cumartesi |
Bağlar | 0 | 8 | Gün | 07.08.11 | Pazar | ||
Kargı Bükü | 0 | 8 | Gün | 07.08.11 | Pazar | ||
Aspat | 1 | 8 | Gün | 07.08.11 | Pazar | ||
Akyarlar | 0 | 8 | Gün | 07.08.11 | Pazar | ||
D-Marine Turgutreis Marina | 0 | 8 | Gün | 07.08.11 | Pazar | ||
Gümüşlük | 1 | 8 | Gün | 07.08.11 | Pazar | ||
Gündoğan | 1 | 2 | Gece | 8 | Gün | 07.08.11 | Pazar |
Türk Bükü(Göltürkbükü) | 1 | 10 | Gün | 09.08.11 | Salı | ||
Port Atami | 1 | 10 | Gün | 09.08.11 | Salı | ||
Ilıca Bükü(Karasi-Çomça-Cennet) | 1 | 10 | Gün | 09.08.11 | Salı | ||
Demir Limanı(Gök Limanı) | 0 | 10 | Gün | 09.08.11 | Salı | ||
Torba | 1 | 10 | Gün | 09.08.11 | Salı | ||
Güvercinlik | 0 | 10 | Gün | 09.08.11 | Salı | ||
Kuyucak | 1 | 10 | Gün | 09.08.11 | Salı | ||
Varvil Köyü(Ülelibük-Bargylia) | 0 | 10 | Gün | 09.08.11 | Salı | ||
Güllük | 1 | 10 | Gün | 09.08.11 | Salı | ||
Asin(Kıyıkışlacık) Limanı | 1 | 1 | Gece | 10 | Gün | 09.08.11 | Salı |
Gök Limanı | 1 | 11 | Gün | 10.08.11 | Çarşamba | ||
“Cennet Koyu”(Yarım Liman) | 1 | 11 | Gün | 10.08.11 | Çarşamba | ||
Kazıklı İskelesi | 1 | 11 | Gün | 10.08.11 | Çarşamba | ||
Akbük Limanı | 1 | 11 | Gün | 10.08.11 | Çarşamba | ||
Kuruerik Limanı+Talianaki(Dalyan?) | 1 | 11 | Gün | 10.08.11 | Çarşamba | ||
Altınkum(Karakuyu)+Didim Marina | 1 | 3 | Gece | 11 | Gün | 10.08.11 | Çarşamba |
Büyükturnalı | 1 | 14 | Gün | 13.08.11 | Cumartesi | ||
Çukurcuk | 0 | 14 | Gün | 13.08.11 | Cumartesi | ||
Kovala | 1 | 14 | Gün | 13.08.11 | Cumartesi | ||
Port Sainy Nikolao | 0 | 14 | Gün | 13.08.11 | Cumartesi | ||
Port Saint Paul | 0 | 14 | Gün | 13.08.11 | Cumartesi | ||
Dip Burnu | 0 | 14 | Gün | 13.08.11 | Cumartesi | ||
Setur Kuşadası Marina | 1 | 1 | Gece | 14 | Gün | 13.08.11 | Cumartesi |
Çam Limanı(Özdere) | 1 | 15 | Gün | 14.08.11 | Pazar | ||
Körmen Adası | 1 | 15 | Gün | 14.08.11 | Pazar | ||
Teos Limanı | 1 | 15 | Gün | 14.08.11 | Pazar | ||
Sığacık(Teos Marina) | 1 | 1 | Gece | 15 | Gün | 14.08.11 | Pazar |
Demircili Limanı(Demirali) | 1 | 16 | Gün | 15.08.11 | Pazartesi | ||
Gökliman Limanı(Gökkovar-Kokar) | 1 | 16 | Gün | 15.08.11 | Pazartesi | ||
Kırkdilim Limanı | 1 | 16 | Gün | 15.08.11 | Pazartesi | ||
Sarpdere Limanı( İçinde Nergis Limanı var) | 1 | 16 | Gün | 15.08.11 | Pazartesi | ||
Çeşme Marina | 1 | 1 | Gece | 16 | Gün | 15.08.11 | Pazartesi |
Hoteleretan | 1 | 17 | Gün | 16.08.11 | Salı | ||
Ilıca(Yıldızburnu) barınağı | 1 | 1 | Gece | 17 | Gün | 16.08.11 | Salı |
Ildır | 1 | 18 | Gün | 17.08.11 | Çarşamba | ||
Eğri Limanı | 1 | 18 | Gün | 17.08.11 | Çarşamba | ||
Yeni Liman | 1 | 18 | Gün | 17.08.11 | Çarşamba | ||
Kavurlukoz(Port Saip) | 1 | 1 | Gece | 18 | Gün | 17.08.11 | Çarşamba |
Kaynarpınar | 1 | 19 | Gün | 18.08.11 | Perşembe | ||
Mordoğan | 1 | 19 | Gün | 18.08.11 | Perşembe | ||
Gerence Koyu(Engeceli Limanı) | 1 | 19 | Gün | 18.08.11 | Perşembe | ||
Balıklıova Limanı | 1 | 19 | Gün | 18.08.11 | Perşembe | ||
Akkum(Özbekköy) | 1 | 19 | Gün | 18.08.11 | Perşembe | ||
Urla İskelesi | 1 | 2 | Gece | 19 | Gün | 18.08.11 | Perşembe |
Eski Foça | 1 | 21 | Gün | 20.08.11 | Cumartesi | ||
Çanak Limanı | 0 | 21 | Gün | 20.08.11 | Cumartesi | ||
Yenifoça(Yenice) | 1 | 1 | Gece | 21 | Gün | 20.08.11 | Cumartesi |
Mardalıç Adası | 1 | 22 | Gün | 21.08.11 | Pazar | ||
Bademli Limanı | 1 | 1 | Gece | 22 | Gün | 21.08.11 | Pazar |
Dikili | 1 | 23 | Gün | 22.08.11 | Pazartesi | ||
Setur Ayvalık Marina | 1 | 2 | Gece | 23 | Gün | 22.08.11 | Pazartesi |
61 | 23 | Gece | 24.08.11 | Çarşamba |
1- Marmaris-Ayvalık arası 570 DM yol yapıp, bir ikisi dışında hemen hemen tüm koy ve limanları dolaştık. Ahmetlerin zamanının sınırlı, Yunan Adalarını da gezme düşüncemiz olduğundan Ayvalık dolaylarında seyir ve Edremit körfezine girme isteğimizi erteledik.
2- Özellikle koyların, limanların girişinde ya da çıkışında, geniş açıdan veya uzaktan çekilerek durum bilgisi vermek anlamında konulmuş fotoğraflar pek keyif vermeyebilir. Ama dediğim gibi oraları gezmek isteyenler için yararlı olabilir.
3- Uğradığımız, girdiğimiz her koy ve limanın 360 derecelerini çekmeye çalıştım.
4- Güllük Körfezinde balık çiftlikleri, nehirlerin denize ulaştığı yerlerde akarsuyun getirdiği toprakla kıyılarda oluşmuş olan sığlıklar ve özellikle İzmir dolaylarında kıyılardaki kum bankları dikkatimizi çekti
5- Ege kıyılarımızda daha az tekne olduğunu gördük. Demir yerleri kalabalık değildi. Koyların demirleme olanaklarına pek değinmedim. Ben demirlediysem, siz haydi haydi demirlersiniz.
6- Şimdiye kadar yaptığımız gibi, hiç harita açmadık. Gezi kitapları ve chartplotter yeterli oldu.
7- Hava sıklıkla yelken yapmaya uygundu, yaptık da. Ancak her zamanki çok yer görme, bir yerlere yetişme çabası motor kullanma saatini artırdı.
8- Ege nin ne kadar güzel olduğunu bir kez daha gördük.
“Kalbim Ege de Kaldı”. Boşuna sevmiyorum ben bu şarkıyı.